BATI AKDENİZ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ ÜYELERİNE
SİRKÜLER 2022-216
Sayın Üyemiz;
1. 2012/25 Sayılı ÜGD Tebliğ
2. Ticaret Müşavirlerimizle Sektörel Elektronik Sohbet Toplantısı- Hindistan
3. ABD Section 232 Önlemleri
4. AB Atık Sevkiyat Tüzüğü Revizyon Taslağı
Konularını içeren duyurularımızın detayları ekte sunulmuştur.
Bilgilerini rica ederim.
1. 2012/25 Sayılı ÜGD Tebliğ
Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğünün bir yazısına atıfla Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)'den alınan yazıda, Ürün Güvenliği ve Denetimi (ÜGD) Tebliğlerinin her yıl ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve önerileri doğrultusunda revize edilerek, ilgili yılın başında yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete'de yayımlandığı, bu itibarla 2023 yılı mevzuat hazırlık çalışmaları çerçevesinde 2012/25 sayılı ÜGD Tebliğinin de revize edileceği ifade edilmektedir.
Bu kapsamda, bahse konu Tebliğin uygulama döneminde iletilen görüşler çerçevesinde hazırlanan Tebliğ taslağının ekte yer aldığı bildirilmekte olup söz konusu Tebliğe ilişkin görüşlerin 19 Aralık 2022 Pazartesi günü mesai bitimine kadar ekte bulunan forma eklenerek Birliğimize (eo@baib.gov.tr) iletilmesi gerekmektedir.
EK-1: Görüş Formu
EK-2: Tebliğ Taslağı ve Ek Belgelerleri
2. Ticaret Müşavirlerimizle Sektörel Elektronik Sohbet Toplantısı- Hindistan
T.C. Ticaret Bakanlığı Ticaret Araştırmaları ve Risk Değerlendirme Genel Müdürlüğünden alınan bir e-posta yazısında, Bakanlığa bağlı olarak dünyanın dört bir yanında ihracatımızın geliştirilmesi için çalışmakta olan Ticaret Müşavir ve Ataşelerimizle Türk iş dünyasını bir araya getirmek üzere Bakanlık tarafından "Ticaret Müşavirlerimizle Sektörel Elektronik Sohbet Toplantıları” düzenlenmekte olduğu ifade edilmektedir.
Bu kapsamda,20 Aralık 2022 Salı günü 14:00-15:30 saatleri arasında Hindistan'da görev yapmakta olan Ticaret Müşavirimiz ile "Zoom” programı üzerinden"Gıda İşleme ve Gıda İşleme Makinaları"sektörüne yönelik sektörel elektronik sohbet toplantısının gerçekleştirileceği ve söz konusu toplantıya aşağıda verilen link üzerinden kayıt olmak suretiyle katılım sağlanabileceği bildirilmektedir.
Hindistan Sektörel Elektronik Sohbet Toplantısı Kısa Link :https://bit.ly/3Fs8A4g
3. ABD Section 232 Önlemleri
T.C. Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünden alınan bir yazıda, ABD tarafından Section 232 kapsamında çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan önlemler, ülkemizce Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmazlıkların Halli Organına (AHO) taşınmış ve bu konuda bir Panel (DS564) kurulduğu ifade edilmektedir.
Söz konusu uyuşmazlıkta Panel raporu 9 Aralık 2022 tarihinde yayımlanmış olup, söz konusu raporda Panelce ülkemiz haklı bulunduğu belirtilerek:
· ABD tarafından alınan önlemlerin "Taviz Listesi” (Schedules of Concessions) dışı vergiler uygulanması nedeniyle GATT 1994'ün 2. Maddesine aykırı olduğu,
· Bazı ülkelere tanınan toptan muafiyetlerin veya yapılan kota anlaşmalarının bu ülkeler nezdinde avantaj yarattığından ve ayrıca Türkiye'ye karşı önlemin bir dönem %50 oranında uygulanmasının yine diğer ülkelere avantaj yarattığından bahisle GATT 1994'ün 1. Maddesinde yer alan "En Çok Kayrılan Ülke” (Most Favoured Nation) ilkesine aykırı olduğu,
· Bazı ülkelerin kota karşılığında önlemden muaf olmasının GATT 1994'ün 11. Maddesinde yasak olarak tanımlanan miktar kısıtlaması sınıfına girdiği ve bu sebeple ilgili maddeye aykırı olduğu,
· Önlemlerin ABD tarafından GATT 1994'ün 21. maddesine (Güvenlik İstisnaları) dayandırılmasına rağmen, önlemlerin herhangi bir "savaş veya uluslararası ilişkilerde bir olağanüstü durum anında” alınmadığı ve bu sebeple 1., 2. ve 11. maddelere aykırılığın 21. Madde kapsamımda bir istisnadan yararlanamayacağı belirtilmiştir.
Öte yandan Panel, ABD önlemlerinin GATT 1994'ün 19. Maddesi (Bazı Ürünlerin İthalatında Olağanüstü Durum - Korunma Önlemleri) kapsamında alınmadığına hükmettiği belirtilmektedir. Bu kapsamda, söz konusu uygulama için Korunma Önlemleri Anlaşması hükümlerinin geçerli olmayacağını ifade ederek, bu çerçevede ülkemiz argümanlarını reddettiği belirtilmektedir.
Sonuç olarak, Panel ABD'nin GATT 1994'e aykırı bulduğu önlemlerini yükümlülükleriyle uyumlu hale getirmesini önerdiği ifade edilmektedir.
Yazıda devamla, Anlaşmazlıkların Halli'nin Uygulanmasındaki Kurallar ve Prosedürler'in (Dispute Settlement Understanding-DSU) 21.maddesine göre, panel veya temyiz organı kararlarının uygulanması AHO'nun gözetimi altında olduğu belirtilmektedir. Bu çerçevede, panel veya temyiz organı kararının AHO'da kabul edilmesinin ardından taraflar kararın uygulanması için makul bir süre içerisinde anlaştıkları ifade edilmektedir. DSU'nun 22. maddesine göre ise, söz konusu makul süre içerisinde panel veya temyiz kararının uygulanmaması halinde şikayetçi ülkeye bir tazminat veya karşı önlem hakkı verildiği bildirilmektedir. Bu kapsamda, taraflar arasında makul sürenin tamamlanmasının ardından 20 gün süre içerisinde bir tazminat kapsamında anlaşılamaması halinde, şikayetçi taraf, AHO'dan önlemden dolayı oluşmuş zarara eşdeğer bir karşı önlem uygulama talebinde bulunması hakkı doğduğu belirtilmekte, sonrasında AHO'da karşı önlemin içeriğine ilişkin süreç başladığı ifade edilmektedir.
Ancak, DTÖ AHO'da temyiz organının çalışamaz durumda olması sebebiyle, bahse konu panel kararının ABD tarafından temyize götürülerek, sürecin tıkanmasına yol açılabilmesi de ihtimal dâhilinde olduğu bildirilmektedir.
Bu kapsamda, söz konusu raporun açıklanmasının ardından ABD Ticaret Temsilci Yardımcısı tarafından yapılan açıklamada, ABD'nin panel kararını kabul etmediği, DTÖ'nün ulusal güvenlik konularında karar verecek yetkiye sahip olmadığı, bu çerçevede bir panel kararının ulusal güvenlik kapsamında verdiği bir kararın önünde tutulmayacağı ifade edilmektedir. Bu kapsamda, Section 232 önlemlerinin kaldırılmasının düşünülmediği belirtilmektedir.
Bu çerçevede, halihazırda ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu (USITC) tarafından, Section 232 önlemlerinin etkili olup olmadığına ilişkin bir gözden geçirme yürütülmekte olup, USITC, 15 Mart 2023 tarihine kadar raporunu ilgili makamlara sunacağı ifade edilmektedir.
4. AB Atık Sevkiyat Tüzüğü Revizyon Taslağı
T.C. Ticaret Bakanlığından alınan yazılara atıfla, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)'den alınan bir yazıda, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında, ambalaj atığını azaltmak, mevcut ambalajların geri dönüştürülebilirliğini ve yeniden kullanılabilirliği artırmak amacıyla, 1994 tarihli Ambalaj ve Ambalaj Atığı Direktifini revize eden mevzuat taslağının 30 Kasım 2022 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından açıklandığı ifade edilmektedir.
Bu çerçevede, AB verilerine göre ambalajların % 40'ı plastik, % 50'si kâğıt malzemeden üretilmekte olduğu, ambalaj atıkları belediye atıklarının % 36'sını teşkil ettiği, ambalaj kaynaklı sera gazı emisyonlarını 2030 yılı itibariyle 66 milyon tondan 43 milyon tona düşürmeyi, su kullanımını 1.1 milyon m³ azaltmayı, 2030 yılı itibariyle ambalaj atığı geri dönüşüm oranını %73'e çıkarmayı amaçlayan mevzuatın belirlemiş olduğu, sürdürülebilirlik ve etiketleme kriterlerini karşılamayan ambalaj malzemelerinin AB pazarına arzının mümkün olamayacağı ifade edilmektedir. Bu kapsamda özetle aşağıdaki hususlarda düzenlemeler yapılmasının öngörüldüğü ifade edilmektedir:
- Ambalaj malzemelerinde bulunacak kurşun, kadmiyum, cıva ve hekzavalan krom oranının 100 mg/kg sınırını geçmemesi gerekmektedir.
- Plastik, cam, metal, kağıt, tekstil, seramik malzemelerinden oluşan ambalaj türlerinin detaylı olarak belirlendiği mevzuata göre, 2030 yılı itibariyle yalnızca geri dönüştürülebilir ambalajların piyasaya arzı mümkün olacak, geri dönüşüm için tasarım kuralları uygulama mevzuatları ile belirlenecektir.
- Plastik ambalajlar için zorunlu geri dönüştürülmüş içerik oranının, türüne göre 2030 yılı için %10-%35, 2040 yılı için %50-%65 olması öngörülmektedir.
- Marketlerde sebze-meyve için kullanılan türden çok hafif nitelikli plastik poşetlerin biyo-çözünür olması öngörülmektedir.
- Ambalajların küçültülmesi, özellikle e-ticarette gereğinden büyük ambalaj kullanılmaması, ambalajlardaki boşluk oranının %40'ı geçmemesi amaçlanmaktadır.
- Ambalajların malzeme içeriğine, yeniden kullanılabilirliğine veya tek kullanımlık olup olmadığına ilişkin kriterleri belirlenmiş bir etiket taşıması öngörülmekte; yeniden kullanım imkanlarına, toplama merkezlerine dair bilgilere dijital erişim sağlayan ve ürünün yaşam döngüsünün takip edilebildiği QR kod veya benzeri bir dijital veri sağlayıcısı taşıması
- Ambalajların malzeme içeriğine, yeniden kullanılabilirliğine veya tek kullanımlık olup olmadığına ilişkin kriterleri belirlenmiş bir etiket taşıması öngörülmekte; yeniden kullanım imkanlarına, toplama merkezlerine dair bilgilere dijital erişim sağlayan ve ürünün kod veya benzeri bir dijital veri sağlayıcısı taşıması
- Otel şampuanları, paket servise yönelik olmayan tek kullanımlık tabak, bardaklar, 1,5 kg altındaki meyve ve sebze paketleri gibi tek kullanımlık ambalaj malzemelerinin kullanımının yasaklanması öngörülmektedir.
- Yeniden kullanılabilir ve doldurulabilir ambalaj kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla farklı ambalaj türleri için hedefler belirlenmiş olup, örneğin su ve alkolsüz içecek ambalajlarının 2030 yılı itibariyle %10, 2040 itibariyle %25 oranında yeniden kullanılabilir ve doldurulabilir olması amaçlanmıştır.
- Kişi başına düşen ambalaj atığı miktarının 2030 yılında % 5, 2035 yılında %10 ve 2040 yılında %15 oranında azaltılmasına yönelik politikalar geliştirilmesi öngörülmektedir.
- Ambalaj üreticilerinin, ambalajın geri toplanması, geri dönüştürülmesi, yeniden kullanılması gibi tüm süreçlerinden sorumlu olduğu Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (Extended Producer Responsibility- EPR) uygulaması kapsamında, üye ülkeler tarafından kurulacak olan kayıt sistemine kaydolmaları, üye ülkelerde ürünlerinin kullanım sonrası süreçlerini yönetmek üzere EPR temsilcisi ataması veya EPR sürecini yürütmek üzere Üretici Sorumluluğu Organizasyonu tayin etmeleri gerekmektedir.
- EPR kapsamında, AB'de piyasaya arz edilen ya da ithal edilen tüm ambalaj ürünlerinden EPR ücreti tahsil edilecek, taslak ekinde yer alan geri dönüştürülebilirlik sınıflandırmalarına göre, daha sürdürülebilir ürüne daha düşük ücret uygulanacaktır.
- Üye ülkelerin ambalaj atıklarının geri dönüşümünü ve geri kullanımını sağlamak üzere atık toplama ve depozito iade sistemleri kurması gerekmektedir. Üye ülkelerin geri dönüşüm hedeflerinin tutturulması amacıyla gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Bu kapsamda, 31 Aralık 2025 tarihi itibariyle tüm ambalaj atıklarının %65'inin, malzemelerine göre plastikte %50, ahşapta %25, metalde %70, alüminyumda % 50, camda %75, kağıt ve kartonda % 75 oranında geri dönüştürülmesi, bu oranların 31 Aralık 2030 itibariyle tüm ambalaj türlerinde % 70'e, plastikte %55, ahşapta %30, metalde % 80, alüminyumda % 60, camda % 75 ve kağıt ve kartonda %85'e çıkarılması amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda, anılan taslağın yanı sıra, Komisyon tarafından biyobazlı, biyoçözünür ve kompost edilebilir plastiklerin tasarımı, geri dönüştürülmesi ve atık yönetimine ilişkin hususları netleştirmek amaçlı bir bildiri yayımlanarak, tüketicilerin bilgilendirilmesinin, aldatıcı söylemlerin engellenmesi ve söz konusu plastik türlerinin en uygun koşullarda döngüsel ekonomiye kazandırılmasına yönelik temel adımların açıklığa kavuşturulması hedeflendiği bildirilmektedir.
Komisyonun bu kapsamda sunduğu yeni çerçeveye ilişkin yayımlanan bildiride özetle:
- Biyobazlı plastikler üretmek için kullanılan biyokütlenin, çevreye zarar vermeden ve "biyokütlenin basamaklı kullanımı" ilkesine uygun olarak sürdürülebilir bir şekilde tedarik edilmesi gerektiği; bu doğrultuda üreticilerin, hammadde olarak organik atık ve yan ürünlerin kullanımına öncelik vermesi gerektiği; ayrıca, yeşil aklamayla (greenwashing) mücadele etmek ve tüketicileri yanıltmaktan kaçınmak için üreticilerin "biyoplastikler" ve "biyobazlı" gibi plastik ürünlerle ilgili jenerik iddialardan kaçınmaları gerektiği; biyobazlı içerikle ilgili iletişim kurarken üreticilerin, üründeki biyobazlı plastik içeriğin kesin ve ölçülebilir payına atıfta bulunması gerektiği (örneğin: 'ürün, %50 biyobazlı plastik içeriği içerir'),
- Biyobozunur plastiklere dikkatle yaklaşılması gerektiği yerleri olduğu ancak çevresel faydalarının ve döngüsel ekonomi için değerlerinin kanıtlandığı belirli uygulamalara yönlendirilmeleri gerektiği; bunların hangi koşullar altında ve hangi ortamda biyolojik olarak parçalanmalarının ne kadar süreceğini gösterecek şekilde etiketlenmesi gerektiği; Tek Kullanımlık Plastik Direktifi kapsamına girenler de dahil olmak üzere, çöpe atılması muhtemel ürünlerin biyolojik olarak parçalanabilir olduğunun iddia edilemeyeceği veya bu şekilde etiketlenemeyeceği, -Endüstriyel olarak kompostlanabilir plastiklerin yalnızca çevresel faydaları olduğunda, kompostun kalitesini olumsuz etkilemediklerinde ve uygun bir biyoatık toplama ve arıtma sistemi mevcut olduğunda kullanılması gerektiği; endüstriyel olarak kompostlanabilir ambalajlara yalnızca çay poşetleri, filtre kahve kapsülleri ve pedleri, meyve ve sebze etiketleri ve çok hafif plastik poşetler için izin verileceği; ürünlerin, her zaman AB standartlarına uygun endüstriyel kompostlama sertifikasına sahip olduklarının belirtilmesi gerektiği bildirilmektedir.
Bu çerçevede, bundan sonraki süreçte, ambalaj ve ambalaj atıkları ile ilgili teklifin olağan yasama prosedüründe Avrupa Parlamentosu ve Konsey tarafından değerlendirilmesi beklendiği belirtilmektedir.
Tüm soru, görüş ve önerileriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.